Çarşamba, Ekim 11, 2006

George Orwell


George Orwell diye bir herif var. Bu adam vakt-i zamanında rakamla “1984”, yazıyla “Bindokuzyüzseksendört”, özgün ismiyle de “Nineteen Eighty Four” isminde bir eser meydana getiriyor. Yazıp bitiriyor, sonra gidiyor, arkadaşlarına gösteriyor: “Bakın lan ben böyle bir şey yazdım, alın okuyun”. Arkadaşları bunu mal gibi alaya alıyorlar ve diyorlar ki “Lan Orwell, küçükken de salaktın, şimdi de salaksın. Millet karı kız peşinde koşuyor, sen yok bigbrother, yok hayvan çiftliği yok 1984 uğraşıyorsun”. Şimdi bu terbiyesiz adamlara George Orwell bir cevap vermiş de şimdi terbiyem müsait değil buraya aktarmaya.(Bu arada “terbiyem müsait değil” kalıbı çok iğrenç bir kalıp, terbiyen müsait değilse hiçbir şekilde bahsetmeyeceksin;bunu ileri sürünce insan merak ediyor acaba Orwell arkadaşlarına hangi güzel küfürleri saydırdı diye ya.) Neyse efendime söyleyeyim, George Orwell haldır haldır yazmış durmuş, ama eline ne geçmiş bunu sorgulamak gerekiyor. Totaliter rejimlerin, bireyi değil devleti daha çok öne çıkaran sistemlerin fenalığını gözümüze sokmuştur bunu diyebiliriz. Ben Anayasa Hukuku profesörü olsam, saçma sapan onca kitabı okumaktan vazgeçer, ders kitabı niyetine “1984”’ü okuturdum. Zira sosyal devletin ve hukukun ferdileştirilmesini özetleyen bir kitap. Bu arada, çok çılgın takıldığım zamanlarda, pek sevdiğim bir dostumla birlikte Moda Sahil’den evimize doğru seyrederken, yol üzerinde George Orwell’a acaip derecede benzeyen bir adam görmüştük. Gittik adamla İngilizce konuştuk, dedik “abi sen George Orwell’a acaip benziyorsun, yoksa müstahdem kılığında gezen o büyük müellif misin?”. Tahmin edileceği üzere, herif hiçbir şey anlamadan bize baktı, bizi turist sandı. Biz de fazla üstelemeden yolumuza devam ettik. Bunu niye anlattım? Çünkü George Orwell büyük bir müellif ancak resmen ilkokuldaki müstahdemlere benziyor lan! Tip, kılık kıyafet falan tam müstahdem. Müstahdemlik yapan insanları aşağılamıyorum, onları hor görmüyorum; lakin genel bir müstahdem tipi var toplumda kardeşim. İnce bıyıklar, kadife çeket, kadife pantolon. Ama bu kılık kıyafet tipi giyilmekten eskimiş, asla yeni gözükmeyen, tam bir emekçi üniforması. Sabahın beşinde kalkıp senin bütün pislettiğin sınıfları temizliyor, sınıfların o boktan florasan lambalarını yakıyor, tebeşir bitmişse yenilerini yerine koyuyor. George Orwell’ın diğer bir kitabı “Paris ve Londra’da beş parasız” da, yoksulluktan tükenmiş, resmen bitmiş insanların hikayesini anlatır. Ben de böyle bir bağlantı kurarım işte: George Orwell ölmedi, aramızda yaşıyor!

1 Comments:

Anonymous Adsız said...

Yazıda belirttiğiniz 1984 kitabının ders kitabı okutulması fikri kulağıma çok hoş geldi ,keşke böyle bir şey olsa da insanlardaki hak,adalet,gizlilik farkındalığı artsa.

3:47 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home