Salı, Şubat 28, 2006

Çin Halk Cumhuriyeti'ne yaptığım süpriz ziyaret



Evde oturmuş odamda küçük çaplı ustalara saygı kuşağı düzenliyor ve bu amaçla The Ramones dinlemekteydim.Huzurlu bir gündü,sorunsuz ve gürültüsüz.Bu sessizliği bozan acı acı çalan telefonum oldu.Arayan hocaların hocası,şuan rahmetli olan Sulhi Dönmezer idi.Dönmezer ile görüşmeyeli çok uzun zaman olmuştu,gerçeği söylemek gerekirse biraz tırsmıştım lan niye aradı bu şimdi diye?Neyse ki eskisi gibi beni paylamıyor;bu sefer ağzından bal damlıyordu.Dikkatimi çeken ilk şey ses tonunun sakin olmasıydı ki bu alışır olduğumun tam aksiydi.Hal hatır sorma faslından sonra hocaların hocası sadede geldi ve bir grup öğrenciyi Çin Halk Cumhuriyeti'ni ve Çin demokrasisini incelemek üzere Pekin'e göndereceklerini ve benim de seçilmiş ekip arasında olduğumu söyledi.Bir an için ne diyeceğimi şaşırdım.Dönmezer Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi kurucuları arasındaydı;okul da bir hayli Alman hukukuna yakın bir okuldu.Nereden çıktı bu Çin şimdi?Hemen kafamdaki karartıyı aydınlattı ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin dışa açılma sürecinde dış ilişkilerde daha yumuşak bir seyir izlediğini ve ceza hukuku tatbikatı için gerekli atılımlarda bulunduğundan falan bahsetti.Ceza hukuku faslını anlamadım tabi Dönmezer konuyu bir yerden ceza hukukuna bağlamıştı,duymazdan geldim.Sözünü bitirip boğazını temizlemesinden sonra ben sorularımı sormaya başladım:dedim ki hocam nasıl olacak bu iş kim karşılayacak parayı pulu?Dedi bilimsel evladım merak etme herşey kontrol altında gidip olayı yerinde inceleyeceksin.Dedim varsın öyle olsun bakalım,bir çakallık çıkarsa toplarım Fikirtepe'den Sivaslıları,Kastamonuluları!Ses tonumdaki tehdit kokan tınıyı anlayacak oldu ki Fikirtepe sözünü duyar duymaz "tamam tamam merak etme sen" şeklinde beni yatıştırdı.Bu arada Fikirtepe,İstanbul şehri sınırları içinde tarihteki ilk yerleşim birimidir.Mazisi millat önceki yıllara gidiyor.Ciddiyim lan valla.İnanmayan araştırsın.
Günler günleri izledi,hazırlıklar bitti gerekli işlemler tamamlandı bu faslı hemen geçiyorum çünkü devlet işinden ve bürokrasiden nefret ediyorum.Elimde uçak biletim,cebimde param diğer ekip arkadaşlarımla buluşmak üzere Pekin'e doğru yola çıktım.Türk Hava Yolları'nın sefer sayısını şuan hatırlayamadığım Pekin uçağı ile 8 saatlik bir yolculuğa çıktım.İzzet ve ikram yerindeydi,şikayet edemem;ancak jet lag denen olay beni bitirdi resmen.Pekin uluslararası havalimanına indiğimde resmen şaftım kaymıştı.Zaten yere ayağımı bastım herşey birden tersine döndü.Anlamanız için şöyle anlatayım,dünyaya yeniden gelmişsiniz ve okuma yazma bilmiyorsunuz.Evet aynen böyle!Havalimanında gene iyiydi biraz latince harf gördüm de şehre inince resmen bir tane bile latince harf göremedim.Şimdi aşağılamış gibi olmayayım ama 1 milyarlık memleket abuk subuk şekillerle dolu.Bir de herkes birbirine benziyor zaten.Oslo sokaklarında dolaşan zenci gibi hissettim kendimi.İnsanlar pek suratınıza bakmıyor;burda olsa,mesela Fikirtepe'de Çinli gezse önünü keserler naber lan çançinçon derler.Yalan yok bende,önümü kesen olmadı.Taksiye bindim,dedim Pekin Etap oteline gideceğim.Havalimanı önündeki taksiciler çat pat İngilizce biliyorlar sürdü gittik.Aç parantez,bu yazıyı yazarken Replikas'ın Avaz albümünü dinliyorum çok klas kapa parantez.Etap Oteline geldiğimde ekip arkadaşlarımdan K.A.M.F. beni karşıladı.Bu onun kod ismiydi.Ekipte kimse birbirinin gerçek ismini bilmezdi tıpkı Rezervuar Köpeklerinde olduğu gibi Dönmezer bu işin için bize kendisi kod isimler takmıştı.K.A.M.F.'nin açılımı kastı aşan müessir fiil.Benim kod ismim ise Y.S. yani yangın suçu.Yazı devam ettikçe diğer ekip arkadaşlarımın da kod isimleriyle karşılaşacaksınız,yeri geldiğinde açılımlarını paylaşacağım.Neyse K.A.M.F. beni odama çıkardı ve yarının çok zor bir gün olacağını,yol yorgunu olduğumu yatıp dinlenmemi söyleyip beni yalnız bıraktı.Etap oteli 6 yıldızlı olmasına rağmen odam gayet mütevaziydi.Sauna,Jakuzi,lcd ekran televizyon,ev sinema sistemi ve çift kişilik ikiz yatak vardı.Yatağa uzanıp hemen Çin televizyonlarını seyre daldım dersem inanmayın uyudum tabi ki yorulmuşum lan.Sabah kendim kalkamadım horul horul uyuyordum uyandırma servisi uyandırdı.Telefonu açmam la ahizenin diğer tarafındakinin bana Çince bağırması bir oldu. Meğer burda uyandırma servisi böyle işlermiş,uyandırmak için telefonda bağıra bağıra küfür ederlermiş.Teşekkür edip telefonu kapattım.İstanbul'dan buraya özenle koruyup getirdiğim takım elbisemi giyip kahvaltı etmek için aşağıya indim.Asansörde birkaç tane şişko Amerikalı gördüm.Sabah sabah bağıra bağıra bir şeyler konuşuyorlardı.Ellerin memleketinde çıngar çıkmasın diye bir şey demedim.Eveeet,işte mücadele başlıyor.Varan 1:Çin yemekleri!Buraya gelmeden önce baya bir araştırdım ne yiyeceğiz burada diye.Sorun kahvaltıda baş gösterdi.K.A.M.F. ile lobide buluşup açık büfeye doğru ilerledim ki ne göreyim.Lan saçma sapan şeyler var masaların üstünde.Pirinçten tut binbir çeşit ota kadar daha önce hiç mi hiç görmediğim besin maddeleri.Aç kalacak olmanın verdiği huzursuzluğu hemen K.A.M.F.'ye bildirdim.O da buna mecbur olduğumuz,memleketimizin bizi buralara kadar gönderdiğini üstüne üstlük cebimize 72 dolar cep harçlığı verdiğini,bu parayı idareli kullanmak için bu saçma şeylerden yememiz gerektiğinden falan bahsetti.Milli duygularım kabardı.Tabağıma bol bol pirinç doldurdum kahvaltımı ettim.El mecbur ne yapalım.Değinmeden geçemeyeceğim,Çin'de çay bedava ve yüzlerce çeşidi var!Normal vakitte pek çay içmeyen biri olmama rağmen Çin'de çaya resmen abandım sürekli çay içtim.Çingenlikten değil,valla canım çok istedi burada ondan.Yoksa beleş diye ne saldırcam lan kıtlıktan mı geliyoruz hıh!Kahvaltı faslından sonra diğer ekip arkadaşım olan kod M.F. ile lobide buluştuk.M.F.'nin açılımı da bu arada Mühür Fekki.Otelin önünden taksi tutup inceleme yapacağımız yerlere doğru harekete geçtik.İlk hedef Yasak Şehir.İnceleme kapsamını burada açıklayamayacağım;çünkü Dönmezer bu tip konularda medyaya ve üçüncü kişilere açıklama yapmamızı yasaklamıştı.Yasak Şehir'deki görevimizi bitirdikten sonra tekrar Pekin Etap Oteline döndük.Ekipteki diğer arkadaşlarla daha buluşmamıştık.Onlar 1 gün sonra bizimle Şangay'da buluşacaklardı.Dönmezer onları Hong Kong'da halledilmesi gereken bazı önemli işler için önceden oraya göndermişti.Yasak Şehirdeki görevi bitirdiğimiz için 1 günlük boşluk vardı ve bunu değerlendirmek için Pekin'i gezmek istedim.Oteldeki adamlara en büyük elektronik marketin nerede olduğunu öğrenip direk oraya yollandım.Aman yarabbim nedir bu ya hu!Cevahir Alışveriş Merkezi tadında bir yer ve baştan sona elektronik eşya!Hele bir DVD dükkanı var,dünyanın filmi burada.Adamlar hem orjinalleri getirmişler hem de Çin bandrollü basılanları.Abartmıyorum,yaklaşık 3 saatim sırf DVD dükkanında geçti.Bolca saçma sapan ucuz Çin yapımı Kung-Fu filmlerinden aldım.Çok da ucuz hani,normalde 30 ytlye falan alabileceğin bir DVD orada 2 dolar.E ama Çin malı olduğunu da unutmamak gerek.Neyse gittim direk Bruce Lee'nin tüm filmlerinden oluşan "The Ultimate Bruce Lee Collection"'dan bir tane kaptım.Adamın tüm filmleri var ve ek olarak 2 disklik belgesel ve poster çıktı içinden acaip sevindirik oldum.Buna biraz fazla para verdim ama 5 dolar kadar ehehe.Neyse otele döndüm,otel lobisindeki adamlar İstanbul'dan birilerinin beni gün boyu aradıklarını söylediler.Numaralara baktım,Dönmezer cepten aramış paso.Çok yazar diye çağrı bıraktım beni arasın diye.Aradı direk,dedim ne oldu Pekin'i geziyordum.Dedi acilen İstanbul'a dönmen gerekiyor.Ceza Hukuku Derneği'nde olaylar çıktı.İlk uçağa atladım ve İstanbul'a döndüm.Pekin maceram da böyle bitti.Yaa yaa.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home